Merhabalar, dolu dolu bir İtalya yazısı ile karşınızdayım!
Uzun
bir sessizliği yine uzun bir post ile bozayım dedim. Bu yazımda sizlere
kuzeyden güneye doğru popüler İtalya kentleri gezimizi anlatacağım. Ana hatları
ile kalınacak yerleri, yiyecek içecek adreslerini ve gezilip görülebilecek hoş yerleri içeren,
rehber niteliğinde bir yazı oldu. 😊
Havalar güzelleşti, gezme isteği tavan yaptı ve aldınız
elinize not defterinizi, bilgisayarınızı; başladınız plan yapmaya. Buyrun
bakalım İtalyacılar, sizi şöyle alalım:
İlk adım olarak seyahat planlamadan bahsetmeliyim, biz tıpkı
yukarıda bahsettiğim gibi aldık elimize not defterlerimizi ve
bilgisayarlarımızı başladık otel ve uçak biletlerini araştırmaya. Öncelikle
şunu belirtmeliyim ki eşim de ben de tur ile seyahatten çok bireysel gezilerden
daha çok hoşlanıyoruz fakat geniş kapsamlı İtalya gezisi için bireysel gezi ve
tur gezisi karşılaştırması yaptıktan sonra fark ettik ki arada ciddi maddi fark
bulunmakta. Elbette para zor kazanılan bir şey olduğu ve daha çok gezmek
istediğimiz için turu tercih ettik. Burada altını çizmem gereken bir husus var;
o da seçeceğiniz turun ekstra turları size zorla ve baskı ile kabul
ettirmeyeceğinin garantisini vermesi. Bizim planımız basit ve ekstraları
olmayan tur paketini satın alıp yalnızca kalacak yer, kahvaltı, uçak biletleri
ve panaromik turları kapsayan paket ile kalan yerleri kendimizin keşfedip
gezeceği şekildeydi. Keza durum aynen de böyle oldu, bu yüzden tur şirketine
teşekür etmeyi unutmadım.
Gelelim tur bilgileri ve kalacak yer listesine, tercih
ettiğimiz tur şirketi Fly Express / Gezinomi oldu. İzmir ofisleri Pasaport
tarafında bilginiz olsun.
Seyahat
rotamız Milano, Sirmione, Verona, Venedik, Ferrara, Roma, Floransa ve
tekrar Milano şeklindeydi. Tur
şirketleri uçaktan indikten sonra şehirlerarası yolculuğa uygun bir otobüs ile
gezdirme ilkesini benimsiyor, ekstra tur satın almadıysanız rehberiniz ile
haberleşiyor ve kentin merkezi bir noktasında buluşup otelinize bu otobüs ile gidiyorsunuz.
Kaldığımız yerleri sıralamadan altını çizeceğim bir konu var, tur ile
gittiğimiz için otellerin bazıları kent merkezinden uzaktaydı ama yürüme
mesafesini veya toplu taşımayı kaldıramayacak bir mesafe değildi. Bence
gezdiğiniz kentlerin sosyo-kültürel dokusunu keşfetmek için kesinlikle toplu
taşımayı tercih etmelisiniz.
Otel listemiz:
Le Calandre – Venedik
B&B Hotel – Ferrara
Hotel Marranı – Floransa
Della Rotonda – Milano
Cardinal Hotel St. Peter – Roma
Milano
Avrupa’nın moda başkentlerinden biri olan Milano, bunun yanı
sıra mutfağı, operası, kiliseleri ve büyük usta Leonardo Da Vinci’nin Son Akşam
Yemeği freskosu gibi pahabiçilemez sanat eserleriyle de öne çıkıyor. İtalya’nın
iş ve finans başkenti olsa da alışveriş, gece hayatı ve yeme içme deneyimi için
de doğru adres olan Milano’da ünlü opera binası La Scala, Duomo Meydanı ve
Katedrali, birçok ünlü markanın bulunduğu keyifle alışveriş yapabileceğiniz La
Galeria, Porta Romano gezip görülecek yerler arasında. Bu kent alışveriş
yaparken aklını yitirmelik, sokakları Chanel kokan ve son derece karizmatik
insanlara rastlayabileceğiniz bir kent. Hiç abartmıyorum, kıyafetler, kozmetik
malzemeleri derken gözünüz tarih ve yeme içmeyi pek de görmüyor. Hemen gezilip
görülebilecek yerleri sıralamaya başlıyorum:
San Babilo Meydanı arkasındaki Via Montena Cova Pastanesinde
kahvaltı,
Pahalı alışveriş mekanları için moda merkezleri: Via Montena
Poleaone, Via Manzoni, Via Sant Andrea
Moda ve alışveriş haricinde kitap ve kırtasiyeleri ile de
meşhur olan Milano’da bakınabileceğiniz yerler: Galleria di Vittorio Emanuele
altı
Muhteşem bir sandviç için: Duomo Katedrali arkasında
Beccaria Meydanı’ndaki Paniino Giusto
Harika apertafiler için: Via Terraglio’daki Bar Magenta
(Gerçek Milanoluların gittiği tarihi bir yer)
Sempione Parkı’nda bisiklet turu önerilerim arasında.
Katedral haricinde görülebilecek tarihi ve sanat galerileri
için önerilerim kentin kalesi ve Brera Sanat Galerisi
Frida Bar yanında güzel bir posterci mevcut - armağan almak
veya evinize seçmek isterseniz.
La Rinascente terasında katedral manzaralı bir kahvaltı
edebilirsiniz.
Sirmione
Rüya gibi bir yazlık belde olarak tanımlayabilirim burayı.
Bana Alaçatı, Urla gibi sayfiye yeri hissi tattırdı ve çok ama çok güzeldi.
Garda Gölü kıyısında huzur kokan arnavut kaldırımı sokakları, kocaman bir
kalesi, enfes dondurması ve sade kent mimarisi ile size çok şey katacak Sirmione
için yeme içme adresi veremiyorum çünkü kısa süre kalıp karnımız tok
gittiğimiz için yalnızca dondurma yedik. 💛
İtalya'nın en büyük gölü olan Garda Gölü’nün incisi Sirmione kasabasının
girişinde sizi, tarihi 13. yy’a dayanan Scaligero Kalesi karşılıyor. Begonvil
çiçekleriyle kaplı binaları ve tarihi dokusu, korunmuş sokakları ile sakin bir Ortaçağ kasabası olan Sirmione,
masal diyarını andırıyor.
Tam bir mistik hava sezinlediğim Verona beni mimarisi ile
büyüledi. Her sokağında dokunaklı heykeller ve şahane çeşmeler mevcut. Ünlü
İngiliz edebiyatçı Shakespeare'in eserine konu olmuş tarihteki en büyük aşk
hikayesi Romeo ve Juliet'in evinin de bulunduğu, Roma amfi tiyatrosundan
(Coloseum) sonra İtalya’daki en büyük amfi tiyatrosuna (Arena di Verona) ev
sahipliği yapan UNESCO Dünya Kültürel Mirası Listesi'ndeki Kuzey İtalya’nın
romantik şehri Verona için önerilerim:
Ristorante Maffei, St Mathias Church, (birçok İtalya kentinde de
rastlayabileceğiniz) Venchi
Çikolatacısı. Venchi İtalya'da çoğu kentte karşımıza çıktı, muhteşem lezzete sahip enfes çikolata çeşitleri aklınızı başınızdan alacak. Eve de götürebileceğiniz miktarda fazla fazla almanızı öneriyorum. 💟
Venedik
Masallara konu olabilecek büyülü güzellikteki Venediğe, tekne
ile ile yaklaşık 4 km uzunluğundaki Büyük Kanal’dan geçip San Marco Meydanı’na
giriş yaparak ‘merhaba’ diyorsunuz. İstanbul’dan getirilen granit sütunların da
bulunduğu bu meydan, yüzyıllar boyunca dünya ticaretinde söz sahibi olmuş
Venedikli tüccarların buluştukları ve açık denizlere yelken açtıkları önemli
bir merkez. Daracık kanalları, küçük meydanları ve gondolları ile meşhur Venedik’de süslemeleri ile ‘altın kilise’ unvanını kazanan ve ön cephesini Latin
istilasında İstanbul’da Ayasofya’dan sökülerek getirilen bronz atların
süslediği Bazilika, mahkûmların idam edilmeden evvel son kez şehri izledikleri
“Son Bakış” Köprüsü, büyük kanal üzerindeki en büyük köprü olan ve üzerinde dükkânlar
bulunan Rialto Köprüsü, Venedik’in en önemli anıt binalarından Dükler Sarayı ile 15. yy.sonunda inşa edilmiş Saat
Kulesi, görülmesi en önemli yerlerden kanımca. Su ile bütünleşmiş bu şehrin meşhur
kanallarında gondol gezisi yapmadan dönmeyin bence, Gondol gezisi esnasında Cem
Sultan’ın Venediklilerin elinde tutulduğu süre içinde bir süre kaldığı Salute
Kilisesi’ni de görebilirsiniz.
Yeme içme için mekân önerilerim şu şekilde:
Venice Caffe Florian meşhur bir yer, In Corle dell Orso
Bacarando dondurmacı önerim, La Masion’da - De La Crepe denemelisniz, spritiz
içmenizi de tavsiye ediyorum. Deneyimlenmesi gereken enteresan ve yerel bir tad.
Uygun fiyatlı yeme içme mekân önerisi: Trattorio Di Fiore,
Fresh Pasta To Go muhteşem bir lezzet vaat ediyor, denemeden geçmeyin; gidip
yerseniz bana teşekkür edeceksiniz o kadar iddialı bir öneri.
Liberia Aqua Alta ise kitapçı önerim.
Academia Galerisi de sanat severler için uygun bir lokasyon.
Ferrara
UNESCO Dünya Kültürel Mirası Listesi'ndeki ve bölgenin
surlar içindeki en büyük Ortaçağ – Rönesans şehri Ferrara’da Via Mazzini,
Teatro Comunale di Ferrara, Opera binası ve 18. yy’dan kalma Ferrara Kalesi
görülecek yer arasında. Biz burada uzun süre kalmadık ve yeme içme konusunda
rastgele içimizden gelen bir yere oturduk o yüzden öneri vermiyorum. Fakat
ziyaret edilmesi gereken bir yer, insanda tarif edilemeyecek bir ‘kalma’ arzusu
uyandırıyor.
Roma
Ah Roma! İç çektirecek kadar güzel olan Roma hakkında nerden
başlasam yazmaya bilemiyorum. “Urbs caput mundi” yani “Dünyanın merkezindeki kent”
olarak adlandırılan Roma; sanat, tarih, müzik, alışveriş, güneş ve yemekleri
ile karşınıza çıkan, antik dönemden Rönesans’a uzanan farklı stillerdeki binalarıyla
sizi tarihte bir yolculuğa çıkarıyor. Mimarların birbiriyle yarışarak ortaya koyduğu
eserler her mevsim binlerce turisti şehre çekerken, Roma tüm güzelliği ve
estetiğiyle bu kalabalıkları bile insanı boğmadan taşıyabiliyor. Avrupa
Medeniyeti’ne şekil vermiş, 23 asırlık tarihe tanıklık eden imparatorluk şehri
Roma’da önce şehrin sembolü hâline gelen ve Roma İmparatorluğu boyunca
gladyatör dövüşlerine ev sahipliği yapmış antik tiyatro Colosseum, imparatorluk
zamanında şehrin tören merkezi olan Roma Forumu, efsaneye göre içine para
atanın tekrar Roma’ya geleceğine inanılan Aşk Çeşmesi, sokak sanatçılarıyla
meşhur İspanyol Merdivenleri, Vatikan (San Pietro), Castel San't Angelo
-Melekler Şatosu, Navona Meydanı , Piazza Pietra Pantheon, Piazza Popolo
görülecek önemli yerler arasında.
Önce Roma için müze ve galeri listesini sunacağım, gitmeden web sitelerinden online rezervasyon
veya bilet satın almanızı içtenlikle salık veririm zira aşırı kalabalık uzun
kuyrukların zamanınızdan çalmanıza neden olmakta.
Barberini Sarayı, Musei Capitolini, Galerio Nazionele d’Arte
Moderna, Vatikan Müzesi Sistine Şapeli.
Caffe Greco Roma’nın en eski ve tarihi cafesi. Genel olarak
İtalya’da oturarak kahve içerseniz daha pahalı olabileceğini unutmamanızı araya
sıkıştırmak isterim. Geri Greco’ya dönecek olursak tiramisu ve espressosu
efsanevi diyebilirim. İçerisi müze tadında, hayranlıkla bakabileceğiniz çok
sayıda eser mevcut.
Ristorante 34 biraz tuzlu bir mekân bilesiniz, fakat benim
araştırmalarım da çok puan almış bir yerdi. İspanyol Merdivenleri karşısındaki
sokakta Pastaficio isimli makarnacı cenneti mevcut, çok enteresan bir lezzet. Da Gino güzel bir restoran.
Arte 5 tasarım ve uygun fiyatlı hediye için biçilmiş kaftan.
Lokal bar önerisi: Calisto, Bar Pace
Meşhur bir yer olarak Ferzan Özpeteğin favorisi: Le Mani in Pasta
Şarap ve peynir için: Enoteca il Goccetto
Giolitti de mis gibi bir dondurma keyfi için önerim.
Floransa
Rönesans’ın başkenti Floransa, aynı zamanda Pinokyo’nun da
memleketiymiş. Bu şirin şehirde önce portakal rengi kubbesiyle hemen dikkat
çeken ve Avrupa’nın 4. büyük kilisesi olan Santa Maria Del Fiore Katedrali
dikkat çekiyor. Katedralin en enteresan özelliklerinden biri de bazıları
Kur’an-ı Kerim’de de zikredilen peygamber kıssalarının temsili olarak
canlandırıldığı ve ‘Cennet Kapısı’ olarak adlandırılan bronz kapı. Bir zamanlar
halkı parlamentoya davet etmek için kullanılan Giotto’ nun Çan Kulesi,
yüzyıllar boyunca Floransa’nın politik ve sosyal merkezi olan; Michalengelo’nun
ünlü Davut Heykeli’nin de bulunduğu Senyörler Meydanı, antika ve kuyumcu
dükkânlarıyla meşhur Eski Köprü (Ponte Vecchio) görülecek yerler arasında.
Floransa’nın eti çok meşhur, size tavsiyem yemek yediğiniz yerlerde t-bone
steak siparişi verin ve mideniz et şöleni çeksin. Sanat severler için ise Uffizi
Galerisi eşsiz bir deneyim olacak.
Aklıma geldikçe yer önerilerini güncellerim, kafanıza
takılan bir şey olursa da alta yorum bırakabilir veya mail atabilirsiniz. 2017
yılı için konuşuyorum vize konusunda hiçbir sıkıntı çekmedik, aksine bir gün
içersinde üç aylık vizemizi verdiler. Bu arada aklıma gelmişken enteresan bir detayı paylaşmak isterim,
kuzeyden güneye doğru gittikçe İtalya halkında bir rahatlık gözlemlersiniz.
Ülke ekonomisi kuzeydeki çalışkan kentler sayesinde dönmekte imiş ve bu
sebepten ötürü kuzeyli halk, güneyli halkı pek haz etmezmiş.
Bu detayı da ekledikten sonra sizlere şimdiden seyahatinizde bol
keyifler dilerim.
Sevgiler. 💓
havalandırma sistemleri İstanbul merkezli Bim havalandırma firmasının yarım asırlık bilgi birikimine siz de danışabilirsiniz. Detaylı bilgilendirmeniz için ayrıca teşekkürler.
YanıtlaSil